Öte yandan ceza sorumluluğu şahsidir. Hiç kimse, bir başkasının işlemiş olduğu fiil nedeniyle sorumlu tutulamaz. Ceza hukuku bakımından temel kavramlardan kast, failin fiili ve sonuçlarını bilerek ve isteyerek yerine getirmesini ifade eder. Doğrudan kast bilme ve istemenin tam olarak sağlanması şeklinde ortaya çıkarken olası kast “olursa olsun” şeklinde de açıklanabilecektir. Görüldüğü üzere doğrudan kastta failin amacı direk olarak eylemi işleme üzerinedir. Olası kastta ise suçun gerçekleşebileceği öngörüldüğü halde fiile devam edilmektedir.

Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılmasıdır. Bu bağlamda, fiilin neticesi hiç öngörülmemiş, sonuç hiç istenmemişse ortada basit taksirden, fiilin neticesi öngörülmesine rağmen istenmemiş, “nasılsa bir şey olmaz” iradesi ile fiile devam edilmişse bilinçli taksirden söz edilecektir.

Olası kast ile işlenen suçun yaptırımı doğrudan kasta göre; basit taksirle işlenen suçun yaptırımı ise bilinçli taksire göre daha hafif olacaktır.

Kanunun hükmü ve amirin emri, meşru savunma ve zorunluluk hali, hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası, cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit, haksız tahrik, hata, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır dilsizlik, geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma gibi etkenler, Türk Ceza Kanunu’nda ceza sorumluluğunu kaldıran ya da azaltan sebeplerdir.

Suç karşılığında uygulanan yaptırımlar hapis cezası ile adli para cezasıdır. Cezanın belirlenmesi süreci, Türk Ceza Kanunu uyarınca şu şekildedir; Hakim, suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını, failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.

Henüz yorum yok

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir